rakkas kıvrımında oynattığın öykümün
tabibisin tabiri yok öksüzlüğü türkümün
bi kaç piksel olmalıydı gördüğümde sövdüğüm de
güldüğünde söndüğüm bi har dolar şu günlüğüm
uzun saplı sırça saz sigara yak ve yaz kalıntıları kırıntıları
götürdüğün yer beyaz. kapkaranlık evreninde evrimin adette çiftleşen
o gamzeninde çukurlarına yaklaşım nöbetleri
ahh katlanılmıyor ayna duvar kapım canım kırık kalp kırılmıyor
zil sesinde umutlarım ruha yaslanılmıyor arşına tükürdüğüm rüyada
yaşlanılmıyor
seçtiğimiz yıldız özledikde epey güzleri lamba yanar içim yanar
derim aşka küsmedi insan kördüğümlü eşey tipleri insan
tanrınızın deney tüpleri
gün doğuyo yine bu tepeden dert tasa almıyor neden ulu geceler
insan seçemeden gidiyor koşarak ecele omuzda yatıyor bir secere sen uyuyorken
hancı bardağıma gözyaşı doldur susak iklimlerin insanları
toprağım olsun ufkumu açtığımda lütufla dolsun ne dersin
ki yer yüzü beşerler otlağı olsun
hesap kapanmıyor şu gecem kararmıyor umutlar içtiğimde bıyıklarım
sararmıyor örtünü eştiğimde kulaklarım dayanmıyor bir fidan ektiğimde
kan hattı daralmıyor
adem kefaletleri habil esaretleri kinin öfkenin tohumu kabil cinayetleri
kusursuz olan kusur üstüne toz konduruyor şaşıp şaşal esirleri katle cihat dolduruyor
kuruyan barajlar değil çocukların soluk boruları beyaz yakalı amcaların karılarına ahdettiği konuk koruları
adaletin sönük soruları cennetin kovuk soyları günah tohumları
SANATÇILAR